
Nuri Çelebi
25.07.1971 tarihinde Kırşehir'in Ayvalı köyünde tek odalı bir evde dünyaya geldi. 3 yaşında ailesinin göç etmesi sonucu Ankara'ya gelmiş ve henüz daha çocuk yaşlarda iş hayatına atılmak zorunda kalmıştır. Memur bir babanın 4 çocuğundan biri olan Nuri Çelebi, elektrik ve elektronik teknisyeni olarak çalıştığı şirketten ayrılarak 1993 yılında kendisine ait olan ilk elektrik ve elektronik şirketini kurdu. Daha sonraki yıllarda ise hizmet sektörü ile ilgili şirketler kurarak ticaret hayatına devam etti. Nuri Çelebi ilk ayakkabı boyacılığı ile başlayan iş hayatına, halen Ankara ve İstanbul'da bulunan hizmet sektörü işlerinin yanı sıra gıda ve restoran şirketleri ile ticaret hayatına devam etmekte ve istihdam sağlamaktadır.
Bu bağlamda halkın içinden biri olarak, işverenlerin ve çalışanların sorunlarını çok iyi bilen Nuri Çelebi, güçlü bir devlet, güçlü bir ekonomiye, güçlü bir ekonomi ise güçlü bir iş dünyasına muhtaçtır gerçeğine olan inancı ile parti politikamızın en önemli konularının başında iş dünyasına yer vermiştir.
Nuri Çelebi aynı zamanda Tarımsal Araştırma ve Geliştirme Derneği, Osmanlı Hareket Ocakları, Osmanlı İş Adamları Derneği, Siyah Sancak Derneği, Nizam-ı Cihan Federasyonu, PatiCan hayvanları koruma derneği, Bilimsel Araştırma ve Geliştirme derneği kurucu ve genel başkanlığını yapmıştır.
Nuri Çelebi hiçbir partiden ayrılma değildir. Hiç kimsenin adamı değildir. Hiç kimseden talimat almamıştır.
Nuri Çelebi diyor ki ;
Bizler bin yıllık imparatorluk geçmişi olan, çağ kapatıp çağ açmış olan, dahası 3 kıtaya adalet ve medeniyet ile hükmetmiş şanlı bir milletiz. Bize ancak güçlü olmak yakışır. Bize üretmek yakışır. Bize zenginlik yakışır. Bize itibar yakışır. Bize söz dinleyen değil sözü dinlenen bir devlet olmak yakışır. Bunun yolu ise asla çok vergi toplamak değildir. Hiç bir devlet çok vergi toplayarak çok güçlenmez. Sadece tüketen değil, üreten olmak zorundayız. İlaç üretmeliyiz, tarım üretmeliyiz, sanayi üretmeliyiz, teknoloji üretmeliyiz. Üretmeliyiz ve satmalıyız. İklim, maden, tarım gibi sayısız zenginliklerimize rağmen aynı avantajlara sahip olmayan bir çok ülkeden geri olduğumuz bilinen bir gerçektir. Bunun sebepleride bellidir, çözümleride bellidir. Ülkemizin sahip olduğu zenginlikleri göz önüne aldığımızda refah içinde yaşaması gereken milletimizin çoğunluğunun kıt kanaat geçiniyor olması kabul edilebilir bir durum değildir.
AŞILAMAYACAK ENGEL TANIMIYORUZ.
AL SANCAK ALTINDA BULUŞALIM.